29 Eyl 2011

Bademiçi Gurme Restaurant

Bu yazımda size muhteşem bir yerden bahsedeceğim.Bademiçi Gurme Restaurant..
Öncelikle bu harika yerin şefi bir çoğunuzun bir yerlerden duymuş olduğu Ömür Akkor.Kendisinin Bursa Yemeklerini bir arada topladığı bir de kitabı mevcut.
Bir kere mekan inanılmaz ferah,tertemiz,biraz modern biraz klasik,sıcacık bir yer.Üstelik doğumgünleri,kalabalık aile yemekleri,kutlamalar,gruplar vb için ayrıca cam bir bölmeyle istenirse kapanabilen bir kısım var.Oldukça şık olmuş.Evinizde gibi ama diil:)

Garsonların ilgisi,bilgisi,servis hızı inanılmaz.Masamızda yer alan 10 adet çoğunu hiç bilmediğimiz mezenin isimlerini ve içeriğini tek tek anlattığında kendisini takdir ettik.Ayrıca Ömür Bey'in müşterileriyle tek tek ilgilenip masalarında hal hatır sorması da çok ince bir davranıştı.Anlayacağınız burada her şey tabir yerinde ise asil.
Gelelim en önemli kısım olan yemeklere,
Çok hoşumuza giden bir uygulama olan "Şef Masayı Donatsın" seçeneği sayesinde menüde yer alan onlarca seçenek arasından birini seçmek yerine,menüde yer alan bir çok meze ve yemekten azar azar masamıza getirdiler.Böylece diğerinin tadı nasıldı acaba diye aklımız kalmadı.İlk kez gideceklere kesin tavsiyem bir ana yemek ve birkaç meze seçmek yerine bıraksınlar "Şef Masayı Donatsın"
Yemekler Antep Mutfağı,Bursa Mutfağı ve Orta Doğu Mezelerinin bir karması.İlk kez denediğim bir Lübnan Salatası ve Muhammara adında iki leziz tat vardı ki aman yarabbi.Bir diğer favorim de Humus-u Ala.Adından da anlaşılacağı üzere humusun alası gerçekten:)


Ana yemek favorim de Altı Ezme Köfte oldu.Malzeme ve etlerin tazeliği lezzetine yansımıştı.Bu yüzden bu zengin menünün hakkını vermek için yeterince aç gitmenizi ve yavaş yavaş yemenizi öneririm.Bir de özel yapım sodaları var ki içinde çeşit çeşit meyve ve nane olduğunu öğrendiğim, inanılmaz ferahlatıcı ve hazmı kolaylaştırıcı bir içeçek.Bunu da denemeden dönmeyin derim.
Sıra geldi tatlıya.....
Midemde özellikle yer bıraktığım tatlıda ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım.O muhteşem şeyin adı Cennet Çamuru.
Öyle çamurlu falan bir ismi var ama o çamura can kurban.Kadayıf ve bol şam fıstığını harmanlanmış hali tabi buram buram tereyağ kokusunu da unutmamak lazım.
Ardından içilen şekerli türk kahvesi ile yemeğimizi çatlamadan noktalıyoruz.Çıkışta Ömür Bey'le tokalaşıyoruz ve bizi uğurluyor.Tüm bu hizmetlerin bedeli de oldukça makul.
Rezervasyon telefonu:0224 549 01 09



Bu arada alt katında inanılmaz bol çeşitte ürünler sunan bir gurme market var.Dünya mutfaklarında kullanılan değişik sos ve malzemeleri bulmanız çok kolay.
Kısacası gidin ve "Şef Masayı Donatsın"

24 Ağu 2011

Şampuan İncelemesi




Son zamanlarda Sebamed ürünlerine kafayı taktım.Strawberry devre dışı kalınca alternatif arayışımda hep ilk tercihim oldu.Memnun kaldıkça sürekli kullandığım ürünleri biter bitmez sebamed’e döndürdüm.Çok da memnunum.İlk olarak nemlendirici ile başlamıştım,şampuana kadar geldi.Bu yazıda şampuanından bahsedeceğim daha sonra nemlendiricisini de ele alırım.
Saçlarımla çok uğraşan biri değildim aslında ama ne olduysa bilemiyorum pek meraklı olmaya başladım.Eminim bunda saçlarımın çok ince telli olup beni sinir etmesi,çektirdiğim fönün 2-3 saat sonra kafama yapışmasının da payı büyüktür.Bu hırsla Strawberry’nin son ganimeti olan BC Bonacure Repair Rescue serisinin şampuan,maske ve kırık önleyici serumunu aldım.İsmine bakarsanız pek afilli ama bana sorarsanız bir numarası yok.Aynı tarihlerde aynı ürünleri alan bir arkadaşımla da ara ara ürünlerin saçımızdaki etkisi ile ilgili konuştuk.İkimiz de ederinin karşılığını vermediğine karar kıldık.Acıdık aldığımız ürünlere.Hadi ben neyse,Strawberry’den almıştım arkadaşım kuaförden almış üstelik.İkisinin arasındaki fiyat farkını gördüğümüzde de dudağımız uçukladı o da apayrı bi konu.
Her ürün herkesin saçına iyi gelecek diye bir şey yok ama pahalı olan iyidir diye de bir şey yok.Havalı göründüklerine ve yüksek fiyatlarına aldanmayın.
Ürünler bitsin diye bol bol kullandıktan sonra kızıp uygun fiyatlı ürünleri denemeye karar verdim.Down Under Nude serisini keşfederek denemeye karar verip Watson’a gittiğimde Sebamed Repair Şampuanı görüp öncelik vermeye karar verdim ve çok memnun kaldım.Yumuşaklık,parlaklık vb beklentilerimi gayet güzel karşıladı.Kesinlikle 2 katı para verdiğim diğer şampuandan kat kat iyi buldum.
Arada bir de uyguladığım e vitamini,bepanthene,bemiks ampul karışımı ile birlikte yeterli bir bakım uyguladığımı düşünüyorum.Almayı düşünenlere duyurulur.
Bundan sonra da Down Under Nude serisini deneyeceğim.

BC Bonacure Repair Rescue Shampoo 250ml 37.00TL
Sebamed Repair Shampoo 200ml 15.90TL
Down Under Nude 325ml  16.50TL

5 Ağu 2011

Güneş Alerjisi Dosyası-2



Tatile gittim geldim,
Güneş alerjisi ile ilgili yeni bilgilerle döndüm.Bu yıl Sebamed 30spf'yi denemeye karar vermiştim.Uygulamalarım sonucunda memnun kaldım ama bazı püf noktaları gözden kaçırmamak gerekiyormuş.Örneğin güneşe çıkmadan yarım saat önce sürmek gibi.Eskiden bu tarz şeyleri hiç önemsemez biri olduğumdan önemini kavramak hep tecrübeyle oluyor.Alerjik olduğumdan hergün üzerinde yazdığı gibi güneşe çıkmadan yaklaşık 30 dakika önce kremimi sürdüm.Sadece bir gün hariç.O gün de bir koya gitmek için arabada biraz yolculuk ettik.Sonuç güneş gören tek yerim olan kollarım fosur fosur kabardı.Bacaklarımı plaj havlusuyla örtmüştüm:)Demek ki ne yapmıyormuşuz,öyle plaja gideyim bi havlumu sereyim biraz oturayım sonra krem sürerim yok.Efendi gibi odadan çıkmadan sürülecek.
Bu yıl etrafımdaki insanlardan da o kadar çok alerji hikayesi duydum ki korkar oldum.O bronzluk delisi ben gitti bembeyaz kremlenmeye razı birisi geldi.Doktor ve eczacılardan da duyduklarım aynı şekilde idi.Bu yıl alerji vakaları ile çok fazla karşılaşıyolarmış.Artık güneşin şakası yok durumuna gelmişiz.Dokturun,ağır bir alerji geçiren arkadaşıma söyledikleri ise şöyle,süpermarket güneş koruyucularını bir kenara bırakın ve dermokozmetik güneş losyonlarını tercih edin.Güneş alerjisi bir kere meydana geldiğinde iyi korunmazsanız her sene tekrar edebilir.
Bahsi geçen dermokozmetik ürünlere örneklerden bir kaçı Sebamed ve Daylong.
Özellikle Daylong'a ait ürünlerden biri olan Daylong Actinica'yı incelemenizi öneririm.Ben Sebamed'den memnun kaldım.Önceki yazılarımda da bahsetmiştim,Sebamed hemen hemen her üründe favorim oldu.Gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.5 yaşındaki yeğenim için de Sebamed SPF50 KİDS olanını kullanıyoruz,hiç problem yaşamadık.Araştıranlara duyurulur.
Keşke Bronzluk out Beyazlık in olsa da,kendimizi korumanın verdiği vicdani rahatlığın yanında zaten bronzluk da out oldu canım diyerek kalbimizdeki hüznü de siliversek,ne güzel olur.Her şeye rağmen kapkaraları görünce içimden bir parça kopuyor ne yapayım :)

29 Tem 2011

Uçuşan Kelebekler..


Evinizin herhangi bir duvarına rengarenk kelebekler konmuş,hatta kanat çarpıyormuş gibi görünsün istermisiniz?Hem de çok kolay,yapımı da bir o kadar keyifli..
Önce kırtasiyeden aydınger kağıdı alıyorsunuz.Kopya kağıdı diye tabir edilen buzlu cam görünümündeki kağıtlardan.
Aşağıdaki kelebek kalıplarını kullanarak aydınger kağıdından kelebekler yapıyoruz.Siyah kenar çizgileri için asetat kalemi kullanabilirsiniz.Sonra kelebeklerimizi keserek renklendiriyoruz.Boyama işlemi için suluboya,ispirtolu kalem yada işaretleme için kullanılan fosforlu kalemleri kullanabilirsiniz.Canlı bir görüntü isterseniz ispirtolu kalemler,daha şeffaf ve yumuşak bir görüntü için fosforlu kalemler ya da suluboya öneririm.Yalnız suluboya ile boyayacaksanız fırçanızın çok sulu olmamasına dikkat edin yoksa aydınger kağıdı biraz buruşabiliyor.Aşağıdaki fotoğraflardan aralarındaki farkı görebilirsiniz.Kesip renklendirdiğimiz kelebekleri gönlümüze göre duvara yapıştırıyoruz.Yapıştırmak için de çift taraflı bantlar işinizi görür.Duvar boyasını kaldırır diye endişeleniyorsanız evinizin fayans olan bir bölümünde de kullanabilirsiniz.Buzdolabı kapağında bile birkaç tanesi şık olabilir.



Bunlar da kalıplar


Ben mutfağımın duvarlarına kelebekler konsun istedim ve sonuç böyle oldu.Kız çocuk odalarında da harika olur diye düşünüyorum.

14 Tem 2011

Sevimli Bebek Patikleri




Mevsime pek uygun olmasa da bu sevimli patikleri sizinle paylaşmadan edemedim.İnternette gezinirken rastladım ve yukarıdaki örnek benim ilk denemem.Yapımı oldukça kolay.Ben malzeme olarak kışın sıcak tutması için keçe kullandım.Denemek isteyenler aşağıdaki linke tıklayabilirler.İçinde 0-3 aylık ve 3-6 aylık bebekler için olan kalıplar var.Bu kalıpları keserek keçenin üzerine koyup kesiyorsunuz.Parçaları birleştirirken herhangi bir dikiş çeşidini uygulayabilirsiniz.Ben yukarıdaki patikleri battaniye dikişi dediğimiz şekilde diktim böylece tersini çevirmeme gerek kalmadı.Düz dikiş dikerseniz tersini çeviriyorsunuz.Bu arada dikiş makinesinde dikmek zor oldu elde dikmeniz daha kolay oluyor.Süslemesi hayal gücünüze kalmış.Düğmeler,kurdeleler,boncuklar herşey olabilir.Linkini verdiğim sitede buna benzer pek çok şey var.Göz atın derim.
Patik kalıbı ve anlatımı için buraya
Siteye göz atmak için şuraya
battaniye dikişi
Bu da battaniye dikişi de neymiş diyenler için :)




13 Tem 2011

Kaş-Kalkan Günlükleri-2

Geldik Kaş'a..

İlk akşam Kaş'a gittiğimizde önce biraz keşif turu attık sokaklarda.Yine daracık sokaklar,yine antikacılar,incikçi boncukçular derken Sandal'a rastladık.Yani bir sandalet dükkanına.Ama sıradan bir yer değil,çok farklı aksesuarlarla süslenmiş sandaletler,çantalar,aksesuarlar var.Markayı yaratan Selin Haktanır uzun yıllar Hotiç markasına tasarımlar yapmış ama gel gör aşk nelere kadir,aşık olup yerleşmiş Kaş'a.Takı tasarımı yapan eşine de dükkan komşusu olmuş.Birbirinden farklı sandaletlere göz atmak isteyenler buradan ulaşabilirler.
Gezinirken bir sonraki gün için planladığımız tekne turu içinde çarşının hemen girişinde yer alan Mavi Kaş Turizm karşımıza çıktı.Tekne turu,Jeep Safari,Dalış,Yamaç Paraşütü ne isterseniz var.Burada tanıştığımız Erman Bey'in ilgi ve tavsiyeleriyle hem güzel bir tekne turu yaptık hem de Saklıkent Kanyon'u ziyaret ettik.
Açlığımız iyice artınca restaurantlara yöneldik.Aynı gece yemek yediğimiz Mercan Restaurant(Buradan ayrıca bahsedeceğim) sahiplerinin de tesadüfen Erman Bey'in akrabası olduğunu öğrenince o muhteşem restaurantı 2 kez ziyaret ettik.
Tekne turunda 6-7 tane enfes koya bir de Simena adlı bir köye uğradık ki resmen yok böyle bir güzellik.Köyün en büyük özelliği karadan yol bağlantısının olmayışı.Keçileri bile kayıklara doldurup karşıya otlatmaya geçiriyorlar.Tekneden iner inmez iskelede yürürken kıyıda az önce tuttuğu balıkları temizleyen bir amca,köy evlerinin verandalarında size  bir acı kahve pişirmeye hazır teyzeler gördük.Birinin verandasında  kahvemizi içtik,bir diğerinden dağdan toplanmış baharat ve otlar satın aldık.Mis gibi dağ kekiği.Kokusu insanı başka yere götüren cinsten buram buram.
Saklıkent Kanyon gezimiz ise bambaşka bir deneyim oldu bizim için.Dünyanın en uzun 2.kanyonuymuş.Kendi aracınızla gidebilir ya da safari turlara katılabilirsiniz.Biz kendi aracımız ile gitmeyi tercih ettik.Kanyonda yürümeye başlamadan karnınızı doyurup birşeyler içebileceğiniz harika yerler var.Gölgelik ve yer sedirleri olan yemekten sonra devrilip uyunası yerler.Kanyona girişte lastik ayakkabı kiralayan yerler var.Mutlaka öneririm,suyun içinde taşlara basarak yürüdüğünüzden kaymayacak bir ayakkabı şart.Parmak arası terlikle falan sakın denemeyin bence.Bir de yanınıza çorap alırsanız daha iyi olur hem ayakkabı daha iyi tutunuyor hem de hijyen açısından.
Oralara kadar gidip Saklıkent'i görmeden gelmeyin.Valla ülkemiz çok güzel insan defalarca anlıyor oralarda:)
Tekne turu vs için mutlaka öneririm,genç dinamik ve çok ilgililer.Bilgi için TIK TIK











Gelelim tatilin en lezzetli yerine...
İsmi Mercan Restaurant olup işte hayat bu dedirtecek lezzetlere sahip bir yer kendisi.Sahipleri Kaş'ın yerlilerinden bir aileymiş,Bu arada Kaş'ta yerli esnaf çok azalmış,hatta yaz kış açık olan tek yerin kendileri olduğunu söylediler.Zaten babadan oğula geçen çok eski bir işletme burası.Hatta babadan oğula devir kutlamalarla yapılır,baba oğluna aşçı kıyafetini törenle teslim edermiş.İnternet sitelerini ziyaret ettiğimde de Zeki Müren,İnönü gibi bir çok ünlünün burada çekilmiş fotoğraflarını gördüm.
Ne yenir derseniz herşey derim zaten girişte sizi yerin sahibi aşçı kıyafetiyle karşılayıp kocaman bir kayığın içine yerleştirilmiş balık standında isteğinize göre yönlendiriyor.Aynı zamanda balıkları da kendilerinin tuttuğundan bahsetti ve bize her zaman yiyemeyeceğimiz balıklardan önerdi ve biz de o gün tutulmuş olan Kılıç balığını ve Mercan balığını tercih ettik.Mezelere zaten boynumuz kıldan ince.Sözün özü biz 2 gece gittik her gün olsa giderdik.Meraklıları için internet siteleri burada


Son olarak da Kaş meydanında gezinirken gördüğümüz Karikatürist Recep Bey'den bahsedeceğim.Kendisinin karşısına oturuyorsunuz,meraktan ölüyorsunuz,çünkü çizerken yüzünüze muzip bir gülümseme ile bakıyor ki iyice meraklanıyorsunuz ve sonunda kahkahayı basıyorsunuz.Çok güzel bir hatıraydı bizim için.Recep Bey yazın Kaş Meydanında kışın da İstanbul'da büyük alışveriş merkezlerindeymiş ama mail adresine yollayacağınız bir fotoğraftan da karikatürünüzü çizip gönderebiliyormuş.Farklı bir hediye olabilir diye düşündüm.Bir de blogu var merak edenler için tık tık


Bir başka gezi yazısı yazmak dileğiyle diyorum,ben gezeyim ki yazayım değil mi:)

2 Tem 2011

Kaş-Kalkan günlükleri-1

Dört arkadaş yaptığımız harika bir Kaş-Kalkan gezisinden dönüşümde masamda yığılmış işleri toparlamaktan ancak zaman bulabildim.Gitmeyen varsa gitsin diye bu geziyi anlatmayı borç bilirim zira gözünü sevdiğim memleketimin güzelliklerinin farkına bir kez daha varalım.
Kalkan'dan başlayalım o zaman,

Küçücük sevimli mi sevimli bir yer.Yamaca kurulmuş sokaklardan oluşuyor.Her sokakta farklı bir dükkan,incikci boncukçular var.Tatil yörelerinde incikçi boncukçuya alışığız ama burda farklı olarak bir de antikacılar gördüm.İçine girince nereye hangisine bakacağınızı şaşırıyorsunuz.Eski asma kilitleri mi toplamamışlar,eski saç tarakları,yüksükler,kutular,biblolar,aklınıza ne gelirse.Bir de mis gibi bir koku,hani o eskinin kokusu..Bırakılır mı buralar,dönmeyelim be biz burdan,nasıl yapsak da kalsak diye diye sokaklarda gezindik.
Harika restaurantlar mevcut denizin hemen dibinde.Temiz hava ile acıkan mideler ne isteyeceğini şaşırıyor resmen.Kalkan'ın restaurant alternatifi Kaş'a göre daha çok,daha küçük olmasına rağmen.
Kalkan'a vardığımızda akşam olduğundan pek de aç olmayışımızdan,otel sahibimizin tavsiyesiyle Fener Cafe diye bir yere gittik.Birer bira içeyim azıcık atıştırayım derseniz süper.Üstelik ne arasanız var.Dondurma,kalamar,bira,waffle bile..Çok da rahat minderli sekileri var ki şekerleme yapılası cinsten.
Soldaki resim çok meşhur olmuş Aubergine Restauranta ait.Bol ödüllü bir yermiş burası.İnanılmaz zengin bir menü,muhteşem lezzette ve sunumda yiyecekler,biraz da fiyatlı bir hesap ile karşılaşacağınız bir mekan.Şanına yakışır cinsten yani:)Ama lezzete diyecek hiç bir şey yok,10 numara 5 yıldız verdik tatil ekibi olarak:)

Kalkan'da çok fazla İngiliz turist var.Hatta bir çok villa,restaurant ve yer sahibi de İngilizlermiş.Gelip beğenip almışlar.Villa sahipleri yazın haftalık olarak villaları kiraya veriyorlarmış.Ama ne villalar ne taş evler..Öyle böyle değil


Bir de güzel pizzacı var.Adı Foto's Pizza.Ne alaka demeyin,en nihayetinde fast food nesliyiz.Her gece balık olmuyor gene illa can çekiyor.Ama herhalde bunun kadar güzel bir manzarada pizza yiyip bira içebileceğiniz başka bir yer bulamazsınız.İster minderlerde,ister masalarda.Bütün koyu baştan sona gören bir teras,pizza ve bira:)Mekan yediriyor:)

Burası da White Table.Adı gibi bembeyaz mis gibi.Önünden geçerken içeri bakmaktan düşecektik nerdeyse:)Burada yiyemedik çünkü arkadaşlarımızdan 1 gün önce eve dönüş yaptık.Onlar da son gece ziyaret etmişler ve yemeklerden övgüyle bahsettiler.Üstelik sahipleriyle de tanışıp gece sonunda beraber oturup birşeyler içmişler.30'lu yaşlarda İstanbul'da yaşayan bir çiftmiş.Bunalıp keşmekeşten bir anda karar verip Kalkan'a yerleşmişler ve bu harika yeri açmışlar.Hayalleri gerçekleştirenler için 10 numara 5 yıldız da benden :)

Gitmek isteyenlere biraz olsun fikir verdiysem ne mutlu.Bir sonraki yazı Kaş ve kaldığımız otel ile ilgili olacak.

15 Haz 2011

Arkadaşımın düğünü ve hemen akabininde geçirdiğim soğuk algınlığından dolayı yediğim ve halen yemekte olduğum antibiyotik iğnelerinden sonra biraz biraz gözümün açılması ile yeniden buradayım.Bademcik şişmesi canım demeeeyiinn,öyylee hafife almayın kendisini.Ağrıdan adamın gözünden yaş getirir.Hele bir de haftasonu yıllık izine çıkacak olan birini hem ağrıdan hem korkudan ağlatır.Bakılır eldeki ilaçlarla bir nane olacağı yok,bu korku ile hemen doktora koşulur paşa paşa kevgire dönülür:)
Yazılara da ara vermek zorunda kaldım haliyle.Tatil sebebi ile bir süre daha yazamayacağım sanırım.En kısa sürede yeni yazılar gelecek.

6 Haz 2011

Kalori Hesaplama


Eşimin son günlerde yediklerine dikkat ederek spora başlamasıyla birlikte haftasonları hariç sürekli zeytinyağlı yemekler,yoğurt,salata gibi şeyler tüketir olduk.Tabii haftasonlarını hariç tutuyoruz çünkü arkadaşlarla birlikte olunca rejimmiş,diyetmiş birden çok manasızlaşıyor:)Bir de bütün hafta dikkat edince haftasonu -e hakkettim artık canım durumu oluyor.Diyetisyenlerin de haftada bir gün serbest bıraktıklarını düşünürsek sakıncalı bir durum yok bana kalırsa.
Ama bu süreçte insan sevdiği şeylerin kalorilerini merak ediyor doğrusu.Ben de böyle bir meraktan internette gezinirken şu siteyi buldum.Harika bir program yapmışlar.Yediklerinizi ya da yemek istediklerinizi porsiyon yada tane sayısı da girerek sepete ekliyorsunuz ve bu işin faturası olan toplam kalori miktarı önünüze geliyor.Üstelik pek çok yemek alternatifi var.sushi bile:)  meraklıları buraya tık tık
Bu konu ile ilgili ünlü diyetisyen Taylan Kümeli'nin de sitesi oldukça hoşuma gitti.İsteyenler buradan inceleyebilirler.

Concealer Arayışı






Doğru kapatıcıyı bulmak gözaltlarında morluk problemi yaşayanlar için uzun zaman alabilir.Ben de bu probleme sahip biri olarak uzun zamandır pek çok ürün denedim.Yorgun görünmekten kurtaracak pratik bir ürün arayışıma devam ediyorum.Denemiş olduğum ürünlerle ilgili fikirlerimi aynı dertten muzdaripler için sırasıyla paylaşacağım.İlk ürün,

LAURA MERCIER SECRET CONCEALER

Kremsi yapıda bir ürün olduğundan kolayca sürülebiliyor ancak mutlaka baz olarak nemlendirici sürmek gerekiyor.Yağlı ciltler belki kremsiz idare edebilir ama kuruya dönük ciltler eğer nemlendiricisiz uygularlarsa ürün cilde uyum sağlayamamış,çizgilere ve kaz ayaklarına dolmuş kalıp gibi bir görüntü oluşturuyor.Bunun yanında nemlendiriciniz fazla yağlı ise ya da cildin emmesine fırsat vermeden kapatıcı uygulanınca da bir süre sonra yine çizgilere dolmuş bir görüntü oluşuyor.Uygulaması hassas bir ürün sonuç olarak.Ama bu problemi tüm kapatıcılarda yaşadım.Bu anlamda benim gibi kuru ciltlere makyaj öncesi nemlendirici olarak Clinique Dramatically Different Moisturizing Lotion tavsiye ediyorum.Yağlıya dönük ciltlere de aynı nemlendiricinin gel formunu öneririm.Hatta fondotenle bu nemlendiriciyi karıştırarak kullanıyorum cilt mükemmel emiyor ve doğal duruyor.
Ürünün kapatıcılık oranı oldukça iyi.Eğer çok ciddi bir morluk sıkıntınız yoksa beklentinizi rahatça karşılayabilecek bir ürün.Zaten genetik morluğu olmayanların dışında ağır ürünlerle göz altını yormamakta fayda olduğunu düşünüyorum.Sonuçta en ince ve en hassas yerlerden biri.
Sonuç olarak ürün doğru uygulanırsa alacağınız sonuçtan memnun kalacağınıza inanıyorum.Ben renk olarak buğday tenlilere en uygun ton olan fotoda gördüğünüz 2 numarayı öneririm.

2 Haz 2011

Kozmetik Ürünlerin İçeriğini Bulma







Kullandığınız kozmetiklerin içeriğinde yer alan maddeleri hiç merak ettiniz mi?Uzun vadede ciddi sorunlara yol açabilecek ağır kimyasalları uygun oranlarda içerip içermediğini kontrol edebilirsiniz.Fazla evhamlı olmamakta fayda var ancak göz göre göre de yüzünüze kimyasalları boca etmeyin.Aşağıdaki adrese ürünün adını yazıyorsunuz ve tüm içerik karşınızda.
Merak edenler için TIK TIK


Vazgeçilmez Ürünler-1-



İşte bir olmazsa olmaz.Avon nail experts-mira cuticle.Biter bitmez yenisi alınır yoksa eksikliği çok hissedilir.Kurumuş tırnak etleri için birebir.Özellikle gece yatarken tırnak diplerine sürerek fazlalığın üzerinde bırakılmasını tavsiye ederim.Böylelikle bütün gece tırnaklarınız nemlenecektir.Ojeli Ojesiz hiç fark etmez sürebilirsiniz.Ben çantamda taşıyorum o dereceJFiyat-Performans açısından piyasadaki en iyi ürün bence.
Bir türlü doğru dürüst uzatamadığım ve giderek kötüleştiğini düşündüğüm tırnaklarımı bu krem ve günlük kalsiyum tüketimimi arttırarak düzelttim.Tırnak yüzeyindeki çukurluklara henüz bi çözüm bulamadım ama ilk fırsatta Mavala ürünlerini deneyeceğim.Deneyince onunla da ilgili yorumumu yazacağım.
Ara sıra zeytinyağı-limon karışımını da tırnaklara sürmenin çok faydalı olduğunu düşünüyorum.Limon tırnaktaki sarılıklara birebir.Özellikle sigara içenler için tavsiye ederim.Zeytinyağı da malum iyi gelmediği şey yok.
Bir de şöyle değişik bir sorum var.Sürekli oje sürmek tırnağa zarar verir inceltir diyorlar ama ne zaman ojesiz gezsem tırnaklar çatır çutur gidiyor.Oysa ojeli iken pek de güzel uzuyor.Doğru bilinen bir yanlış mı acaba bilemedim doğrusu?

31 May 2011

Güneş Alerjisi Dosyası


Malesef güneşe karşı alerjisi olan biriyim.Benim gibi bronzluğu ve güneşin altında saatlerce yatmayı seven biri için berbat bir durum.Daha önceki yıllarda zehir olan tatillerimden tecrübeyle her yıl bu sene bronzlaşmak,hatır hatır kaşınmak,kıpkırmızı olmak yok,paşa paşa koruyucumu sürer,adam gibi tatil yaparım diye yola çıksam da en fazla 2gün dayanabildim.3.gün kendimi şezlonga atıp güneşlenmeye başladım.Tabi sonuç kızarma hatta kabarma,kaşınma ve bin pişmanlık oldu.Üstelik doğru koruyucu ürüne sahipken göz göre göre bronzluk uğruna aynı şeyleri yaşadım.Hatta geçen yıl acaba bronzlaşıp tatile gitsem yine alerji olur muyum diye bir deneme yaptım ve solaryuma gittim.Gayet bronz bir şekilde olmama rağmen aynı şeyleri yaşadım.Olmuyor yani,güneşe çıkmayacaksın kardeşim anla diyor.Şemsiye altına mahkumsun diyor.Ben de bu yaz kısmetse söz dinlemeyi düşünüyorum.
Şimdi gelelim aynı dertten muzdariplere tavsiyelerime..
Şu yukarıda resmini gördüğünüz Bepanthol sun long action SPF 17 isimli arkadaşı alıyor ve yanınızdan ayırmıyorsunuz.Ben her tatilimde bunu sürdüğüm sürece rahat rahat güneşte durabildim.Hem UVA hem UVB korumalı bir ürün.Tanıdık bir eczacı tavsiyesi ile alınmış ve denenmiş bir üründür.Benim gibi alerjen cilde sahip olanlar illa ki bronzlaşmak istiyorlarsa iyi bir solaryum merkezinin yolunu tutabilirler.Zira solaryuma girdiğimde alerji vb hiçbir sıkıntım olmadı.Sanırım artık ozon tabakası o kadar büyük bir deliğe sahip ki,solaryum daha az zararlı hale geldi.Gerçi gözlemlediğim kadarıyla o da uzun vadede ve sık kullanımda acayip kırışıklığa sebep oluyor ama güzelliğin cilvesi işte.Karar sizin ama Bepanthol SUN’a notum 10üzerinden10.Duyurulur.

30 May 2011

Klasik Otomobil Şenliği




         Haftasonu farklı zaman geçirmek isteyen araba tutkunlarına özellikle Amerikan tutkunlarına harika bir fırsat var.Bursa SukayPark'ta 5 Haziran Pazar günü saat 10:00-16:00 arasında Klasik Otomobil Şenliği yapılacak.Bir çok klasiği birarada görme şansını kaçırmak istemeyenlere duyurulur.                    

29 May 2011

Seyirlik Pastalar
















Pek moda oldu butik pastacılık.Bakıyorum pek çok kişi amatörü,profesyoneli bu işe merak saldı.Herşey de olduğu gibi bunun da iyi olanı var vasat olanı var.Ama bunlar bir başka.Gerçekten başka.Ben bunları yemem,yiyemem,kıyamam:)Öyle seyrederim uzun uzun.Bu harika pastalar Zeynep Erim ve Dilek Emer Arslan'ın elinden çıkıyor.Özel bir günü daha da özel kılmak isteyenler detaylı bilgi için tık tık